------------------------------- Sitemizde lütfen yorum atarken ahlaki kuralları göz önünde bulundurarak yorum atalım... ----------------------------------- Sitemize kayıt olmanıza gerek yoktur... ---------------------------------- Yeni yazarlar aranmaktadır... ------------------------------- Sitemiz artık Googlede... ---------------------------- turkleroyun@hotmail.com' dan bana ulaşın..

19 Temmuz 2011 Salı

Sezarın Adaleti-Steven Saylor

Adaletin Nerede Sezar!
Zeynep Heyzen Ateş

"MÖ 48 yılının Temmuz ayında ve İskenderiye'deyiz. Saray entrikaları, bir cinayet teşebbüsü, haksız suçlamalar... Bütün bunların yanında oğlunun masum olduğunu ispatlamaya çalışan ve Sezar'dan adalet isteyen bir baba"
Jul Caesar

Yunan-Latin edebiyatı alanında eğitimini tamamladıktan sonra ondan fazla kitaba imza atan ve hayali bir Romalı olan Gordianus'un kahramanı olduğu romanlarıyla büyük ilgi topladı Steven Saylor. Yazarın Sezar'ın Adaleti isimli kitabı bu türdeki romanların birçoğu gibi hem gerçek olayları hem de bu olaylar arasına kurgulanan hikâyeleri içeriyor. Kısaca bu romanın da diğer Gordinaus maceraları gibi fazla kurgu-az gerçek-bol yorum üçgeninde yer aldığını söyleyebiliriz. Sezar'ın Adaleti kitabında başrolde Sezar yok. Sezar da Kleopatra da, Mısır için Kleopatra ile kapışan Ptolemy de bu romanda sadece yardımcı oyuncular. İskenderiye güzel bir dekor ve MÖ 48 yılının Temmuz ayı da romanın ele aldığı kurgu olayın geçebilmesi için uygun bir zaman. Asıl olay ne diyeceksiniz; söyleyeyim, saray entrikaları, bir cinayet teşebbüsü, haksız suçlamalar, reddettiği oğlunun masum olduğunu ispatlamaya çalışan ve Sezar'dan adalet isteyen bir baba.

Aksilikler başlıyor Roman, İskenderiye fenerinin bir teknenin güvertesinden görülmesiyle başlıyor. Dünyanın nefesini tutmuş, satranç oyucularının hamlelerini yapmalarını beklediği bu dönem, tam da Pompei ile Sezar'ın savaşmaya başladıkları, Roma'nın karışık olduğu ve Senato'nun güçten düştüğü dönem. Karısı Bethesda'yı Nil'in sularında yıkanarak tedavi görebilmesi için iki köle çocuk ve bir yardımcısıyla beraber Mısır'a getiren 'Bulucu' lakaplı Gordianus için de limana varış zamanlamaları tahmin edilebileceği üzere olabileceğinin en kötüsü. Gordianus yazarın tarifine göre dik başlı, Roma'ya ve cumhuriyete inanan, haliyle ne Pompei ne de Sezar'la iyi bir geçmişi olmayan bir adam. Cicero'nun yaptığı gibi (yazarın yorumu) sonradan pes edip taraf tutmaya başlamamış ve sevdiği Roma'nın bu hale düştüğünü görmektense uzaklaşmayı tercih etmiş. Romanın ilk aksiliği daha ikinci sayfada gerçekleşiyor ve Sezar'ın Pompei ile Yunanistan'daki Pharsalus'ta karşılaştığını ve çarpışmayı kazandığını öğreniyoruz. Şansa bakın ki Pompei destek toplamak için Mısır'a gelirken Gordianus'un gemisiyle karşılaşıyor ve 'bulucu' öldürülmek üzere Pompei'nin huzuruna çıkartılıyor ancak olayların dileyenin kitabı okuyarak öğrenebileceği son derece ilginç gelişimi sonucunda paçayı sıyırıyor ve karısıyla İskenderiye'de buluşmayı başarıyorlar.


Sarayda olanlar Roman biraz daha ilerleyince Gordianus'un Sezar'ın yatak arkadaşı olduğu iddiaları yüzünden evlatlıktan reddettiği üvey oğlu Meto'nun da Sezar'la birlikte Mısır'a gelmekte olduğunu öğreniyor ve yine birçok tesadüf sonucunda baba-oğlun İskenderiye'deki sarayda bir araya gelmelerine şahit oluyoruz. Romanda yazar açık açık söylememekle beraber Sezar'ı biseksüel kabul etmiş, bu yorum yeni değil ancak buradaki kullanımı da ilginç açılımları beraberinde getiriyor. Örneğin, Saylor Mısır tahtında hak iddia eden Ptolemy'nin Sezar'la olan ilişkisini de Kleopatra-Sezar ilişkisiyle benzer denklemlere yerleştirmiş.
Bütün taşlar saraydaki yerlerini aldıklarında gerçekleşen cinayet teşebbüsü (çeşnicinin ölmesine karşın önemli olan onun ölümü değil, birinin Sezar'ı öldürmeyi denemiş olması olduğundan cinayet teşebbüsü demeyi tercih ediyorum) ve Meto'nun suçlanması Gordianus'u istemediği halde yeniden Sezar'la karşı karşıya getiriyor ve olayın aslını bulmak için ondan bir şans isteyen baba, oğlunun adını temize çıkartmak adına Mısır saray entrikalarına dalıyor. Cinayet araştırması eşliğinde de İskenderiye'nin yakılmasına kadar giden tarihsel süreci edebi bir yorumla takip etmiş oluyoruz.
Kitapta yazanları bire bir doğru kabul etmemeniz ve böyle bir denklik aramamanız koşuluyla Sezar'ın Adaleti son derece ilginç bir tarihi kurgu, kesinlikle okuyucuyu şaşırtan gelişme ve yorumlarla dolu bir roman.

Hiç yorum yok: