------------------------------- Sitemizde lütfen yorum atarken ahlaki kuralları göz önünde bulundurarak yorum atalım... ----------------------------------- Sitemize kayıt olmanıza gerek yoktur... ---------------------------------- Yeni yazarlar aranmaktadır... ------------------------------- Sitemiz artık Googlede... ---------------------------- turkleroyun@hotmail.com' dan bana ulaşın..

19 Temmuz 2011 Salı

Semerkant-Amin Maalouf

Semerkant
Semerkant

Amin Maalouf'un Semerkant romanı kendi içerisinde 4 ayrı “kitap”tan oluşuyor.
Birinci kitap: Şairler ve Âşıklar,
İkinci kitap: Haşşaşiyun Cenneti,
Üçüncü Kitap: Bin yılın Sonu,
Dördüncü Kitap: Denizde bir şair.
İlk iki kitap ve son iki kitabın dönemleri ve şahısları farklı olduğu için ayrı ayrı işlenecektir.

İlk İki Kitabın Özeti
Nişapurlu Ömer nam-ı diğer Ömer Hayyam, hayallerinin şehri olan Semerkant’ı keşfetmeye gelmiştir.Burada bir kavgaya karışır ve kadının önüne çıkarılır.
Ömer Hayyam’ı tanıyan Semerkant kadısı Ebu Tahir onu dolaylı yoldan sorgulayıp suçu olmadığını anlayınca, ona içinde hiçbir şey yazmayan bir kitap hediye eder. İşte Hayyam’ın meşhur Rubaiyet’ini oluşturduğu, Ebu Tahir’e ithaf edilen kitap bu kitaptır!
Artık Hayyam kadıya yakın biridir ve bu vesileyle Maveraünnehir’in efendisi Nâsır Han’ın Semerkant ziyaretinde, Hanın haremindeki bir şair olan Cihanla tanışır. Cihan ona Han’ın buraya gelme sebebinden -Selçukluların saldırısına karşı önlem için- ve bazı saray havadislerinden bahseder. Ebu Tahir’in konağında sık sık buluşurlar; kısa sürede iki sevgiliye dönüşmüşlerdir.
Selçukluların beklenen saldırısı gerçekleşemez çünkü Semerkant üzerine yürüyen ordunun komutanı Alparslan bir tutsak tarafından öldürülür. Bunun üzerine Semerkant’tan Hayyam’ın da olduğu bir kafile, taziye için Selçuklu ordugâhına gider. Burada devrin namlı veziri Nizamülmülk’ten davet alan Hayyam, bir sene sonra Isfahan’a doğru gidiyordur. Yolda Hasan Sabbah ile karşılaşır ve beraber varırlar Nizam’ın yanına. Hasan bilgisi ve becerisi sayesinde hızla kademeleri atlayıp istihbarat başkanı olur; şimdi Sultan Melikşah’ın en yakın adamıdır. Ancak vezir Nizam aralarını bozar, çekememiştir üçüncü adamlığa gerilemeyi. Bu yüzden Sabbah kendisine bağlı adamlarla beraber çekip, gider Alamut’a. Belki de burada tarihin en kanlı örgütünü kurar: Haşşaşiyunlar. İngilizceye assasin(suikastçı) olarak geçen kelimenin kökü buradan gelmektedir. Nizamulmülk de dahil olmak üzere pek çok üst düzey Selçuklu bürokratını hançerlemek suretiyle öldürürlerr. Sarp kayalıklara sahip, güçlü surlarla çevrilmiş Alamut kalesinde saklandıklarından kimse onları durduramaz.Ta ki Alamut’a, Semerkant’a, İsfahana’a, Buhara’ya ve tüm bu kentlerin zenginliğine, kültürüne, kütüphanelerine son veren Moğol istilasına kadar.
Son İki Kitabın Özeti
Hayyam’ın Batı tarafından keşfedilmesiyle birlikte, Batı’da Hayyam sevgisi gittikçe artmıştır.Fransız asıllı Amerikalı çift Lesageler de bu sevgi sebebiyle oğullarına Benjamin Omar ismini verirler.Benjamin de bir Hayyam hayranıdır,onu araştırır.Bir yakının tavsiyesiyle kayıp olan Hayyam’ın ünlü Rubaiyet’inin peşine düşer. İlk durağı İstanbul’daki Cemaleddin Afganidir. Orada daha sonra çok yardımını göreceği İran Şah’ının torunu Şirinle tanışır.Afganinin yardımıyla İran’a giden Benjamin,burada fazla tutunamaz çünkü kendisini Rubaiyet’e götürecek şahıs Şah’ı öldürmüştür. Katilin Benjaminle ilişkisini anlayan polis onu aramaya koyulur lakin Benjamin Şirin’in de yardımıyla İran’dan ABD’ye kaçmayı başarır. Sonraları Şirinle mektuplaşmaya devam ederler. Şirin ona İran’daki durumu, Şahlık rejiminin nasıl çatırdadığını, İran’ın değişimini yazar ve onu tekrar İran’a davet eder. Benjamin doğal olarak tereddüt eder,sonuçta katilin suç ortağı zannıyla aranıyordur ancak kendisinin temize çıktığını öğrenince tekrar varır İran’a. Burada İran’ın modernleşme ve Batıyla yüzleşme çabalarına ortak olan Benjamin daha sonra asıl hedefi olan Hayyam’ın Rubaiyetine Şirin’in sayesinde ulaşır.Beraberce İran’dan ABD’ye gitmeye karar verirler.İngiltere’ye varıp Titanic’e binerler fakat gemiyle birlikte Rubaiyette suyun dibine gömülmüştür.
Karakterler:
Ömer Hayyam: Nişaburlu bilge,filozof,şair,matematikçi,astronom.Burada Rubaiyet’ini oluşturma süreci anlatılmış.Rubailerinde hayatın boşluğundan,şaraptan ve eğlenceden bahsetmiştir.
Cihan: Hayyam’ın sevgilisi.O da rubai yazıyor,okuyor.Sarayda Han’ın karısının üzerinde etkisi büyük.
Ebu Tahir: Semerkant’ın kadısı.Hayyam’a bilim adamı kimliğinden ötürü saygı duyuyor.
Nizamulmülk: Devrin en büyük devlet adamı. Ülkeyi refaha erdirecek projeleri var. Fakat sonra hükümdarla arası bozuluyor. Haşhaşiler tarafından hançerlenerek öldürülüyor.
Hasan Sabbah: Zekası ve ilmi ile o günlerin en büyük alimlerinden.Ne var ki bu kabiliyetlerini kötü yönde kullanmıştır.Kurduğu terörist örgüt Haşhaşilerin birçok suikastte ve katliamda parmağı vardır.
Melikşah: Selçukluların en parlak dönemini yaşatan hükümdar lakin sonraları devleti hanımı Terken Hatun’un direktiflerine göre yönlendirmiş;hatta ‘ata’ dediği Nizam’ın ölmesine sevinmiştir.
Benjamin O. Lesage: Aslında tüm roman bu karakterin ağzından anlatılıyor.Adını aldığı Ömer Hayyam’ın Rubaiyet’i etrafında yaşadığı maceralar ve kitabı Titanic’te kaybetmesini kendi ağzından dinliyoruz.
Şirin:İran Şah’ının torunu olmasına rağmen Batılılaşmayı ve modernleşme çabalarını desteklemiştir.Benjaminle duygusal anlamda ilişkileri olmuştur.
Cemaleddin Afgani: Ünlü İslam düşünürü ve ilim adamı.Benjamin’i Rubaiyet’e yönlendiren şahıstır.O da İran’ın modernleşmesini savunmuş,Şahlık rejimine karşı çıkmıştır.

Hiç yorum yok: